21 Eylül 2008 Pazar

Herbert Franke ve Dijital Dönüşümler

Dijital sanat üzerine elimden geldiğince çok sanatçı tanıtmak niyetindeyim. Fakat bazılarının işlerini, bazılarının da yaklaşımlarını öne çıkarmanın doğru olacağını düşünüyorum. Bu sebeple Herbert Franke'yle ilgili yazıyı olabildiğince kısa tutup, işlerinden dikkat çekenleri yayınlamayı tercih ediyorum.

Elektronik sanat çalışmalarının öncülerinden olan Herbert Franke konu üzerinde çalışmalarına 1956 yılındaki “Ossillogramme ile başlamıştır. Aynı zamanda bilgisayar sanatı üzerine kitaplar yazmış ve bilgisayar grafikleri ile bilgisayar sanatı üzerine kapsamlı ilk metinleri üretmiştir. Öncelikle bir fizikçi ve araştırmacı olan Franke hayatı boyunca bilgisayarın üretebileceği görüntü alternatifleri üzerine çalıştı. Franke'ye göre görsellerin yapısı matematiksel çözümlemelerle tanımlanabilirdi. Böylece grafiksel tanımlamaların pratik kullanımı mümkün kılınmış oldu. Kompleks transformasyonların grafik yapılara dönüşümü sağlandı. 1980 ve 1992 yılları arasında arkadaşı Horst Helbig'le ortak çalışmalar yapan sanatçı DIBIAS adında bir resim işleyicisi kullanır. DIBIAS'ı kullanırken hedefledikleri nokta ise matematiğin görselliğini estetik çizgilerle somut hale getirmektir.

Bilgisayar grafiklerinin artistik kullanımının önemi; "grafik görsellerin" dijital sistemlerin en ilginç üretimi oluşundan gelir. Çünkü artık karşımızda yeni methodlara ve yeni fikirlere açılan yepyeni bir alan vardır. Bu yeni aracın çok farklı üsluplara kapılar açması ve bildiğimiz bazı tekniklere aykırı şekillerde sanat üretimine neden olmasıyla pratik ve ekonomik üretim olasılıklarının birleşmesi ise çok daha geniş bir alan yaratmaktadır. Bu dijital grafiklerin boyutlarından biriydi: Sanat - teknoloji - bilim ve günlük yaşam arasında kurulan bağ.

,
Canlı bale performansıyla eşzamanlı üretilmiş dijital görüntü.

Canlı bale performansıyla eşzamanlı üretilmiş
dijital görüntüyle hareket dondurulur.

Franke'nin Mondrian serisinden

Franke'nin Mondrian serisinden

Franke'nin Einstein serisinden

Franke'nin Einstein serisinden

Franke'nin Einstein serisinden

Ossillogramme

Ossillogramme

9 Eylül 2008 Salı

Ben Laposky:Işığı Görsel Melodiye Dönüştüren Adam

Tuşlar, düğmeler, ölçüm baremleri ve ışıklarla kaplı kutuya benzeyen bir katod ossilloskopu. Bu çok yönlü analiz aracı bir robotun ortadan kesilmiş hali gibiydi. Ve 1950ler'in ve 60lar'ın televizyon teknolojisinin dayandığı bilimsel altyapıya işaret ediyordu. Kimse bu romantizm dışı teknik aracın; “ışığın” vahşi dansınınnüşümlerine neden olabileceğini düşünemezdi. Fakat Ben Laposky'nin bu teknik araçla tam olarak yaptığı buydu.
Laposky ve Ossilloscope


Laposky harf dizgileri üzerine çalışan, matematikle ilgilenen ve Lowa'da işaretler üzerine bir dükkanı olan, arta kalan zamanlarda ise sanatla uğraşan bir teknik ressamdı. Fütüristik edebiyattan etkilenen Laposky ışıkla resim yapma fikrini tasarladı ve bunu hayata geçirmek için ossilloskopu kullanmaya karar vererek ışığın elektriksel trans dansını yarattı. Ve 1950 yılını takip eden 15 yıl boyunca makinenin ürettiği temel dalgaları oscillonlar adını verdiği zarif ışık ve ritmik ışık tasarımlarına dönüştümek için çalıştı.


Elektrik sinyallerini ekranda çizgilere dönüştüren bir ossilloskop beyin dalgaları ya da bir makinanın titreşimlerine sahip herhangi bir şeyin titreşimlerini ekrana çizgiler halinde yansıtır. Bir çalışmasında Laposky bunu bir orkestranın yarattığı benzeşik melodiler gibi tanımlar. Ve kısa süreli denemeleri için 60-70 adete yakın ossilloskop kullanır. Öncelikle yüksek kaliteli lenslerle ve yüksek kalite filmlerle oluşan görüntüyü fotoğraflar daha sonra renkli filtreler içine adapte ettiği görüntülerle etkileyici renklere sahip çalışmalar yaratır.

Sanatçı elektronik abstract sanat anlayışıyla üretilen görsel ritimler ve hormanileri yani elektronik görsel dalgaları üretmeyi, yine elektronik altyapıyı kullanarak kulak için müzik üretmekle eşdeğer olarak tanımlar. Birisi göz için diğeri kulak için müzik üretmektir. Müzik dinlediğimiz aletlerde kullanılan sintizayzırların görsellerinin üreticisi de aynı dönemde ossillatörlerin varyasyonlarını kullanarak çeşitli yaratıcı işler ortaya koyan Robert Moog'dur.



Bilgisayar grafiklerinin aniden gündeme geldiği zamana kadar Laposky'nin müzikal sanatının 160'a yakın örneği basılmış aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere çeşitli ülkelerde 200'e yakın sergide yerini almıştır. Çalışmalarını yeniden üretmeyen ve olduğu gibi korumayı tercih eden Laposky'nin eserleri elli yıllık geçmişe dayanan grafik sanatının ilk örnekleridir.