Laposky ve Ossilloscope
Laposky harf dizgileri üzerine çalışan, matematikle ilgilenen ve Lowa'da işaretler üzerine bir dükkanı olan, arta kalan zamanlarda ise sanatla uğraşan bir teknik ressamdı. Fütüristik edebiyattan etkilenen Laposky ışıkla resim yapma fikrini tasarladı ve bunu hayata geçirmek için ossilloskopu kullanmaya karar vererek ışığın elektriksel trans dansını yarattı. Ve 1950 yılını takip eden 15 yıl boyunca makinenin ürettiği temel dalgaları oscillonlar adını verdiği zarif ışık ve ritmik ışık tasarımlarına dönüştümek için çalıştı.
Elektrik sinyallerini ekranda çizgilere dönüştüren bir ossilloskop beyin dalgaları ya da bir makinanın titreşimlerine sahip herhangi bir şeyin titreşimlerini ekrana çizgiler halinde yansıtır. Bir çalışmasında Laposky bunu bir orkestranın yarattığı benzeşik melodiler gibi tanımlar. Ve kısa süreli denemeleri için 60-70 adete yakın ossilloskop kullanır. Öncelikle yüksek kaliteli lenslerle ve yüksek kalite filmlerle oluşan görüntüyü fotoğraflar daha sonra renkli filtreler içine adapte ettiği görüntülerle etkileyici renklere sahip çalışmalar yaratır.
Sanatçı elektronik abstract sanat anlayışıyla üretilen görsel ritimler ve hormanileri yani elektronik görsel dalgaları üretmeyi, yine elektronik altyapıyı kullanarak kulak için müzik üretmekle eşdeğer olarak tanımlar. Birisi göz için diğeri kulak için müzik üretmektir. Müzik dinlediğimiz aletlerde kullanılan sintizayzırların görsellerinin üreticisi de aynı dönemde ossillatörlerin varyasyonlarını kullanarak çeşitli yaratıcı işler ortaya koyan Robert Moog'dur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder